genel,

Demografik ve Epidemiyolojik Geçiş

Prof.Dr. Osman Hayran Prof.Dr. Osman Hayran Abone Ol Mar 21, 2019 · 2 dakikalık okuma
Paylaş

Demografik ve epidemiyolojik geçiş teorisi sağlıkla ilgilenen bütün profesyonellerin iyi bilmesi gereken bir teoridir. Demografi en kısa tanımla nüfus bilimi anlamına gelir. Demografi bir toplumdaki nüfusun yas cinsiyet medeni durum yerleşim yeri gibi dağılım özelliklerini profilini ifade eden bir kavramdır. Epidemiyoloji ise toplum içinde görülen sağlık sorunlarının görülme sıklığıni dağılımını yer zaman kişi özelliklerine gore inceleyen ve kontrol yöntemleri geliştirmeyi amaçlayan bir bilim dalıdır. Demografik ve epidemiyolojik geçiş teorisi ise bu iki bilim alanının yöntemlerini kullanarak toplumlarda zaman içinde nüfusla ilgili ne tür değişiklikler oluyor sağlık durumuyla ilgili sağlıkla ilgili olaylar konusunda ne tür değişiklikler oluyor acaba bu olup biten değişiklikler formule edilebilir mi belirli bir kalıba belirli bir trende bir paterne uyuyor mu uymuyor mu düşüncesinden hareketle geliştirilmis teorilerdir. Bu teorilerin geliştirme çabaları 20yy. başlarında başlamıştır. Özellikle demografik geçiş teorileri çok önceden başlamıştır ve sürekli olarak da güncellenmektedir. Ayrı ayrı geliştirilen bu teoriler bir süre sonra bir araya geldiğinde aslında pek çok noktada cakıştığı ve birbiri ile ilintili olduğu anlaşıldıktan sonra birlikte kullanılmaya başlanmıştır. Demografik geçiş teorisinde mantık şudur : tum toplumlarda önce toplum nüfusunun dengede olduğu ne artışının ne azalmasının söz konusu olmadığı yüksek ölümlülük ve yüksek doğurganlık oranları söz konusudur. Mesela ilkel toplumları düşündüğümüz zaman ilkel toplumlarda insanlar gelişi güzel cinsel ilişki çiftleşme sonucunda hızla uredigi için amcak tabiat koşulları ortam sağlıksız olması nedeniyle genç yaşta ve hızla da öldükleri için kaba doğum hızı ve kaba ölüm hızı yüksek olması nedeniyle nüfusun atmadığı bir dönem söz konusudur. Yüksek kaba doğum hızları yüksek kaba ölüm hızlarıyla nüfusun olabildiğince sabit olduğu bir dönemdir bu. Bu demografik geçişin birinci dönemidir. İkinci dönemde insanların bilgilenmesine kentleşmeye sanayi devrimine bağlı olarak toplumlarda bilgi alışverişi hızla yayılmış, sağlıkla ilgili uygulamalar yayılmış ve ölümler azalmaya başlamıştır. Ama bu dönemde doğurganlıkta bir değişim olmamıştır. İnsanlar yine aynı hızla doğurmaya devam etmektedir. Aynı hızla doğurdukları halde ölümler azalmaya başladığı için ikinci dönemde nüfus hızla artmıştır. Demografik geçişin ikinci dönemi nüfusun hızlı arttığı dönemdir. Üçüncü dönemde insanla bir süre sonra fazla doğurmanın kendi sağlıkları açısından da toplum sağlığı açısından da çok fazla işe yaramadığını gördüklerinden özellikle sanayileşmiş toplumlarda çok çocuk sahibi olmanın aileye artık fayda sağlamadığı anlaşıldığından doğurganlığı kontrol etmeye başlamışlardır. Bu dönemde doğurganlık hızları da düşmeye başlamıştır. Kaba doğum hızı da düşmüştür. Kaba ölüm hızı da düşmeye başlamıştır. Bu demografik geçişin üçüncü dönemidir. Dördüncü dönemde ise kaba doğum hızları ile kaba ölüm hızı belirli bir dengeye gelmiştir. Ikisi de düşüktür ve nüfusu artık artmıyordur. Epidemiyolojik geçiş teorisi de buna uygun olarak birinci dönemde bulaşıcı hastalıklar ve doğal afetler ciddi sorunlardır .Ikinci dönemde bulaşıcı hastalıklara bağlı salgın nedenlerinde bir gerileme söz konusudur. Ancak dejeneratif hastalıklar ortaya çıkmıştır. Üçüncü dönem de dejeneratif hastalıkların yoğunlaştığı toplumların yaşlanmaya başladığı bir dönemdir. Dördüncü dönem ise artık epidemiyolojik olarak geriatrik yaş grubunun çoğunlukta olduğu doğurganlığın iyice azaldığı ömrün uzadığı doğumda yaşam beklentisinin arttığı bir dönemdir ve çevrenden kaynaklanan ileri yaşlara ait olan alzheimer parkinson gibi dejeneratif hastalıklar başlıca toplum sağlığı sorunlarını oluşturmaktadır.

Duyuru listesine kaydol
Yeni eklenen kavramlar doğrudan e-posta kutuna gelsin!
Prof.Dr. Osman Hayran
Prof.Dr. Osman Hayran Abone Ol
İzmir Maarif Koleji, Ankara Fen Lisesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra aynı üniversitede Halk Sağlığı ihtisası yaptı. Zorunlu hizmetini Kocaeli Sağlık Müdürlüğü’nde tamamladı. 1988 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalına geçti ve aynı yıl Halk Sağlığı doçenti, 1994 yılında da profesörü oldu. Bir süre Dünya Sağlık Örgütü’nce Ankara’da oluşturulan Sağlık Politikaları Proje Ofisinin Direktörlüğünü yaptıktan sonra 1995 yılında Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi’ni kurmak üzere Dekan olarak görevlendirildi. Dekanlık görevini 2006 yılına kadar sürdüren ve 2008 yılında Yeditepe Üniversitesine geçen Hayran, Yeditepe Üniversitesi’nde Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı. Hayran, halen Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi olarak görevini sürdürmektedir.