araştırma yöntemleri,

Ekolojik Yanılgı

Prof.Dr. Osman Hayran Prof.Dr. Osman Hayran Abone Ol Mar 21, 2019 · 1 dakikalık okuma
Paylaş

Ekolojik Yanılgı, halk sağlığında çok sık kullandığımız bir araştırma türü olan ekolojik araştırmalarda dikkat edilmez ise kolaylıkla ortaya çıkabilen bir hata türüdür. Ekolojik Yanılgı şöyle ortaya çıkar; ekolojik araştırmalar yöntemi itibari ile toplum grupları üzerinde yapılan araştırmalardır. Yani bireyler, haneler, birimler üzerinde değil; örneğin yerleşim yerleri üzerinde yapılır. Birimimiz bir kasabadır, bir köy halkıdır, bir şehir halkıdır. Dolayısıyla bazı etkene maruziyetlerin bireysel düzeyde maruziyeti değil de; toplumsal düzeyde maruziyeti incelenir.

Örneğin; Türkiye’de hava kirliliğinin en az olduğu ya da havasının en temiz, en güzel kabul edildiği Datça İlçesi ile hava kirliliğinin çok fazla olduğu Gebze ilçesinde ölüm nedenleri ile ilgili bir araştırma yapılsa büyük olasılıkla Kronik Obstrüktif akciğer Hastalıklarına bağlı ölümlerin Datça ilçesinde Gebze ilçesine göre daha fazla görüldüğü ortaya çıkacaktır. Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalıklar (KOAH), büyük oranda kirli havaya maruziyete, kirli havayla karşılaşmaya, sigara içimine vs bağlı ortaya çıkar. Akciğere kirleticiyle dolu havanın girmesiyle ortaya çıkan kronik bozukluklar olduğu hâlde bunun Datça gibi deniz havasına sahip bir bölgede görülmesinin nedeni Ekolojik Yanılgı sonucu olacaktır. Bu yanılgının nasıl olduğunu şöyle açıklamak gerekir: Örneğin, Gebze’de genellikle sanayi bulunduğu ve genelde çalışan insanlar orada yaşadığı için ve sanayide yaşayan insanlar hele hele ağır ve tehlikeli işlerde çalışan insanlar sağlık açısından ciddi, ayrıntılı bir fizik muayeneden geçip sağlıklı olanlar endüstride çalışmaya, işçi olmaya kabul edildiği ve sağlıksız olanlar iş bulamadığı için sağlıksız olanlar bu bölgede büyük olasılıkla yaşamıyor olacaktır. Öte yandan bu bölgede uzun süre yaşayıp da emekliye hak kazanmış, her türlü kirleticiyle karşı karşıya kalmış ve temiz hava açlığı, temiz hava arayışı içinde olan kişiler emekliliklerini büyük olasılıkla sahilde, deniz havası olan bir yerde geçirmeyi planlayacak, hayal edecek ve örneğin Datça’ya yerleşeceklerdir. Datça’daki yaşayanlar üzerinde araştırma yaptığımızda bunların bireysel maruziyetini yani geçmişte ne tür kirleticilerle karşılaştığını ihmal etmiş olacağımızdan hatalı bir sonuç olarak oradaki kişilerin KOAH nedeniyle daha fazla ölmelerini, oradaki temiz havaya bağlama riskiyle karşı karşıya kalmış olacağız.

Duyuru listesine kaydol
Yeni eklenen kavramlar doğrudan e-posta kutuna gelsin!
Prof.Dr. Osman Hayran
Prof.Dr. Osman Hayran Abone Ol
İzmir Maarif Koleji, Ankara Fen Lisesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra aynı üniversitede Halk Sağlığı ihtisası yaptı. Zorunlu hizmetini Kocaeli Sağlık Müdürlüğü’nde tamamladı. 1988 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalına geçti ve aynı yıl Halk Sağlığı doçenti, 1994 yılında da profesörü oldu. Bir süre Dünya Sağlık Örgütü’nce Ankara’da oluşturulan Sağlık Politikaları Proje Ofisinin Direktörlüğünü yaptıktan sonra 1995 yılında Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi’ni kurmak üzere Dekan olarak görevlendirildi. Dekanlık görevini 2006 yılına kadar sürdüren ve 2008 yılında Yeditepe Üniversitesine geçen Hayran, Yeditepe Üniversitesi’nde Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı. Hayran, halen Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi olarak görevini sürdürmektedir.